Dağ/Rota: Dedegöl Dağları, Dipoyraz zirvesi (2998 m) / Klasik Rotası (Güneybatı Yüzü)
Yer/Bölge: Dedegöl Dağları, Kızıldağ Milliparkı, Isparta
Rapor Yazarı: Bartu Çolak
Tarih: 5, 6 Eylül 2020
Süre: 8 Saat
Hava Durumu: Açık ve güneşli, sabah erken saatlerde biraz rüzgarlı
Ekip Lideri: Onat Başar
Ekip: Onat Başar, Batuhan Atılgan, Deniz Yağmur Karatepe, Akın Zortuk, Sinem Şemsioğlu, Bartu Çolak, Laçin Özkutlu, Almina Akbalçık, Beren Su Çakmakoğlu, Tuğrul Birtek, Selin Kızılcan, Erkam Keskin, Simay Kocabay
& Snatch
Ekipmanlar: Kamp Malzemeleri, Baton, İlk Yardım Seti
5 Eylül sabahı saat 06.00 sularında İstanbul'dan kendi aracımızla Dedegöl Dağları, Dipoyraz zirve denemesi için Isparta, Melikler Yaylası’na doğru yola çıktık. Yolda sadece 45 dakikalık bir kahvaltı molası verip sonrasında arkadaşlarımızla buluşacağımız Isparta merkeze yol aldık. İstanbul’dan başlayan yolculuğumuz bizleri saat 13.00 iken Isparta merkeze ulaştırdı. Melikler Yaylası’na ulaşmak için Isparta merkeze uğranması aslında gerekmemektedir. Bizler, arkadaşlarımızla buluşmak ve kamp için yiyecek alışverişimizi yapmak adına buraya uğramayı tercih ettik. Birkaç saat merkezde oturup, kamp için gereksinimlerimizi tamamladıktan sonra 15.00 civarlarında tekrar yola koyulduk. Araç ile Isparta merkezden Melikler Yaylası yaklaşık 1.5 - 2 saat arasında sürmektedir. Bu yol, Eğirdir Gölü çevresinden dağın dolambaçlı yollarına uzanmaktadır. Bu yolculuğunuz esnasında (arabayı kullanan siz değilseniz) manzaranın tadını çıkarmayı da ihmal etmeyin. Bizler, saat 17.00’a yaklaşırken Melikler Yaylası'na, kamp alanına vardık.
Yaylanın bulunduğu yer ve manzarası, herkesin en az bir kere gitmesi ve görmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Karşısında koskoca Dedegöl Dağları ve dağ sıralarının en yükseği Dipoyraz zirvesi 2998 metrelik endamıyla kocaman bir kütle olarak karşımızda duruyor. Buraya ilk vardığımızda, şehrin yorgunluğu ve kirliliği yerini sakinliğe ve temiz havaya bırakmıştı bile. Doğanın güzelliği ve insana kattığı huzur, böylesi yeşil ve el değmemiş yerlerdeyken tekrardan açığa çıkıyor. Uzun bir yolculuktan sonra burada bulunmak sizi hemen büyülemeye başlıyor.
→ Dedegöl Dağları, Dipoyraz zirvesi hakkında ayrıntılı bilgi için Keşif sayfamıza göz atın!
Kızıldağ Milliparkı içerisinde yer alan kamp alanına arabayla ulaşılabiliyor, hatta dilerseniz arabadan inip bir metre bile yürümeden çadırınızı hemen olduğunuz yere kurabiliyorsunuz. Bu rahatlık, pek karşılaştığımız türde olmadığından bizim çok hoşumuza gitti çünkü kamp alanına rahatı artıracak birçok unsuru sırt çantalarında taşıma derdi olmadan getirmek mümkün. Kamp alanı oldukça düz ve geniş bir alana sahip olduğundan çadırları kurmak ve yerleşmek de oldukça kolaydı.
Bu kamp alanında akan çeşmeler ve içilebilir su da bulunmaktadır. Her ne kadar varlığı çok işlevsel olmasa da bizim ziyaret aralığımızda kamp alanında tuvalet de bulunmaktaydı. Biz vardığımızda hava güneşli, açık ve yaklaşık 22 derece sıcaklığındaydı. Bu nedenle akşamüstü saatlerinde kampın keyfini de çıkarabildik.
Güneş battıktan sonra bu sıcaklık yerini rüzgar ile birlikte serinliğe bıraktı. Bu ise pandemi nedeniyle aylarca dağlardan uzak kalmış olan bana bir şeyi daha hatırlattı: “yaz da olsa dağ havası akşamları üşütür.” Akşam yemeklerimizi yedik ve sohbetimizi yaptık. Ekip liderimiz, Montis rehberlerinden, Onat Başar, ertesi sabah için yola çıkış saatimizi saat 06.00 olarak belirledi. Zirve yürüyüşümüz için yanımızda yeterli atıştırmalık ve su (rota üzerinde su kaynağı bulunmadığından) almamız gerektiğini vurguladı. Uyumak için 22.00 civarında çadırlarımıza çekildik. Gece hava biraz rüzgarlı ancak sıcaklığı 10 derece civarındaydı, böylece büyük çoğunluğumuz geceyi rahat geçirdik.
Sabah saat 06.00 gibi yola çıkmayı planlanmıştık lakin ekip liderimiz Onat Başar, havanın rüzgarlı olmasından dolayı, yola çıkış saatimizin 07.00 olmasının daha uygun olacağını belirtti. Bunun üzerine sabah kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra saat 07.15 gibi Dipoyraz zirvesi yürüyüşümüze başladık.
Hava başlarda biraz esiyordu ancak herhangi bir sorun yaratmadı ve 1 saat geçmeden kısa kollu tişörtler ile yürüyüşe devam ettik. Yanımızda güneşten korunmak için güneş kremleri almıştık, iyi ki de almışız. Bunu belirtmekte fayda olacaktır ki Melikler Yaylası gerçekten iğne yapraklı çam ormanlarının içinde muazzam bir kamp alanı ancak Dipoyraz zirvesi yolunun büyük bir kısmı kurak ve doğrudan güneş ışığına maruz kalıyor. Bu nedenle, güneşli yaz günlerinde en az 1.5 litre su ve güneş kremini yanınızda bulundurmak gerçekten büyük önem taşıyor.
Ekibin deneyim seviyesi oldukça farklılık gösteriyordu. Aramızda ilk defa dağ yürüyüşü gerçekleştiren 2 kişi bulunuyordu. Her ne kadar Covid-19’un karantina sürecinin etkisiyle hantallaşmış olsak da zirve yürüyüşümüz esnasında ekip olarak pek zorlanmadık. Zirve yürüyüşünde herhangi teknik bir ekipman ve kask kullanmadık, ancak baton kullanmak bu tür uzun ve irtifanın alındığı yürüyüşlerde kesinlikle faydalı olacaktır.
Zirve yolunun belirgin patikası babalarla işaretlenmişti. Çıkış yolunda toplam 4 mola vererek 11.15’te zirveye vardık. Çıkışımız tam olarak 4 saat sürdü. Melikler Yaylası'nın rakımı 1735 olmasına karşın zirve 2998 metrede, bu hesaplamada 4 saatte aldığımız irtifa toplam 1261 metreyi buldu. Zirvede hava yine oldukça güneşli ve açıktı, biz de zirvedeki manzaranın tadını yaklaşık bir saat kadar çıkardık. Zirveden inerken ise maalesef ummadığımız bir görüntü ile karşılaştık. Önceki ziyaretçiler bir alana pek çok konserve ve plastik çöplerini orada öylece bırakmıştı. Ekibimiz bundan rahatsız olarak oradaki çöplerin toplayabildikleri kısmını toplayıp aşağı indirdi. Yaklaşık 10 poşete yakın çöp toplanmış oldu.
Dönüş yolculuğuna 12.15 gibi başladık. Aşağı inerken toplam 2 mola vererek kamp alanımıza 3 saatte ulaştık. Kampa vardığımızda saat 15.15'i gösteriyordu. O gece de kamp alanında kaldıktan sonra ertesi gün sorunsuz bir şekilde dönüş yolculuğuna geçtik.
Uzun süre sonra dağlara tekrardan kavuştuğumuz bu faaliyet her bir ekip üyesi için oldukça güzel geçti. Kimilerimizde güneş yanığı, kimilerimizde bacak ağrıları olsa da yüzlerimiz gülüyordu. Macerita ekibi ve Koç Üniversitesi Dağcılık Kulübü olarak gerçekleştirdiğimiz bu faaliyet, kimilerimizin Dedegöl ile ilk karşılaşmasıydı. Umarız tekrardan Dedegöl’ün ferah yaylaları ve patikalarında buluşuruz.
Çıkarımlar: